omuz

listen to the pronunciation of omuz
Türkisch - Englisch
shoulder

The burden is light on the shoulder. - Sorumluluk omuzda hafiftir.

The girl, who had her head on the boy's shoulder, looked around in surprise. - Kafasını erkeğin omuzuna koymuş olan kız şaşkın şaşkın etrafına bakındı.

scapular
humeral
shoulder in
omuz zırhı
(İnşaat) Spaulder, pauldron, pouldron
omuz silkmek
shrug
omuz atmak
shoulder
omuz derisi
(Tekstil) shoulder
omuz eklemi
(Tıp) shoulder joint
omuz eklemi
(Tıp) shoulder
omuz genişliği
(Tekstil) shoulder width
omuz ile itmek
shoulder
omuz kemeri
(Anatomi,Hayvan Bilim, Zooloji) shoulder girdle
omuz kemiği
(Anatomi) shoulder blade
omuz kemiği
(Anatomi) omoplate
omuz sezonu
(Turizm) shoulder season
omuz silkme
shrugging
omuz silkmek
shrug off
omuz vermek
support
omuz çıkığı
(Tıp) shoulder dislocation
omuz atkısı
shoulder strap
omuz başı
withers
omuz vermek
to let (someone) climb up on one´s shoulders
omuz vermek
to lean one´s shoulder against
omuz vermek
to help; to support
omuz vermek
(slang) to pay no attention to
omuz askısı
shoulder strap
omuz askısı shoulder strap
(on a dress)
omuz atkısı
shawl
omuz atmak
to shoulder, push (someone) with one's shoulder
omuz açıklığı
shoulder opening
omuz ağrısı
(Tıp) shoulder ache
omuz bağları
(Askeri) shoulder harness
omuz başı
end of the shoulder
omuz başı
(Anatomi) point of the shoulder
omuz başı end of
the shoulder
omuz dikişi
(Tekstil) shoulder seam
omuz dolgu pedi
(Tekstil) shoulder padding
omuz halkası
shoulder ring
omuz hattı
(Tekstil) shoulder line
omuz hizası
shoulder level
omuz ile dirsek arasındaki kemik
humerus
omuz kapakları
(Tekstil) shoulder shaps
omuz kapakları
(Tekstil) shoulder flaps
omuz kayışı
shoulder belt
omuz kayışı
bandoleer
omuz kayışı
bandolier
omuz kayışı
(Otomotiv) shoulder beit
omuz kolanı
(Askeri) shoulder harness
omuz kırıkları
(Tıp) shoulder fractures
omuz omuza
shoulder to shoulder
omuz omuza
1. (standing) shoulder to shoulder, side by side. 2. (doing something) together, shoulder to shoulder, side by side
omuz plan
close-up
omuz pulu
(Denizbilim) humeral scale
omuz robası
(Tekstil) shoulder yoke
omuz rütbesi
shoulder strap
omuz sargısı
scapular
omuz seviyesinden
by head and shoulders
omuz silkme
shrug of the shoulders
omuz silkmek
to shrug one's shoulders (often as a sign of indifference)
omuz silkmek
to shrug one's shoulders
omuz silkmek
shrug one's shoulders
omuz silkmiş
shrugged
omuz siperliği
(Askeri) shoulder guard
omuz ve bel arası kısa olan
short-waisted
omuz vermek
1. to help; to support. 2. to lean one's shoulder against. 3. to let (someone) climb up on one's shoulders. 4. slang to pay no attention to
omuz vurmak
to shoulder
omuz çantası
(Askeri) musette bag
omuz çantası
satchel
omuz çantası
shoulder bag
omuz çekimi
close-up
omuz çevirmek
to cold-shoulder, give (someone) the cold shoulder
omuz öpüşmek
1. to kiss one another's shoulders on meeting (as a sign of affection). 2. to be social equals, be on the same social level
omuz örtüsü
scapular
omuz omuza
serried
n üc köseli omuz atkisi; fisü
The three cornered atkisi shoulder; FISU
omuzlar
shoulders

Will you rub my shoulders? - Omuzlarımı ovar mısın?

I'll take the responsibility on my shoulders. - Sorumluluğu omuzlarıma alacağım.

atın omuz başı
withers
satıcı omuz sırığı
yoke
çene altı ile omuz arası
counter
Türkisch - Türkisch
Boynun iki yanında, kolların gövdeye bağlandığı bölüm: "Başı omuzları içine çökmüş gibi idi."- F. R. Atay
Boynun iki yanında, kolların gövdeye bağlandığı bölüm
çiğin
omuz başı
Kol ile omzun birleştiği yer
omuz başı
Yanıbaşı, üstten aşağı
omuz eklemi
Kol kemiğinin başını kürek kemiğinin yuva çukuruyla birleştiren eklem
omuz omuza
Çok sıkışık bir durumda, yan yana
omuz omuza
Dayanışarak, birlikte
Omuzlar
(Osmanlı Dönemi) MENAKİB
omuz
Favoriten