oluşmamalıdır

listen to the pronunciation of oluşmamalıdır
Türkisch - Englisch
be comprised of
oluş
presence
oluş
(Dilbilim) process
oluş
existence

In 1989, the extremely famous Eiffel Tower celebrated its one hundred years of existence. - 1989 yılında, son derece ünlü Eyfel Kulesi var oluşunun yüz yılını kutladı.

Malaysia came into existence in 1957. - Malezya 1957'de oluştu.

oluş
consist of

Taxes consist of direct taxes and indirect ones. - Vergiler doğrudan vergiler ve dolaylı olanlardan oluşmaktadır.

Genes consist of a specific sequence of DNA. - Genler DNA'nın belirli bir sıralanmasından oluşur.

oluş
compose of
oluş
being

Do you know who brought that team into being? - O takımı kimin oluşturduğunu biliyor musun?

Liberty consists of being able to make everything as harmless as possible. - Özgürlük her şeyi mümkün olduğu kadar zararsız yapabilmekten oluşur.

oluş
comprise of
oluş
consist

The Beatles consisted of four musicians. - The Beatles, dört müzisyenden oluşmuştur.

The central nervous system consists of four organs. - Merkezî sinir sistemi dört organdan oluşur.

oluş
{f} comprised

The United Kingdom is comprised of England, Scotland, Wales, and Northern Ireland. - Birleşik Krallık; İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda'dan oluşur.

My house is comprised of these four rooms. - Benim evim bu dört odadan oluşur.

oluş
procession
oluş
composed

A water molecule is composed by three atoms: two hydrogen and one oxygen. - Bir su molekülü üç atomdan oluşur: iki hidrojen ve bir oksijen.

All life is based on chemistry and all living things are composed of chemical compounds. - Tüm yaşam kimyaya dayalıdır ve yaşayan her şey kimyasal bileşiklerden oluşur.

oluş
existence, being; genesis, formation
oluş
occurrence
oluş
way of coming into being; becoming, coming into being, genesis, formation
oluş
consisted

The Beatles consisted of four musicians. - The Beatles, dört müzisyenden oluşmuştur.

My father's little library consisted chiefly of books on polemic divinity, most of which I read. - Babamın küçük kütüphanesi çoğu polemik tanrılığı içeren kitaplardan oluşuyordu, onların çoğunu okudum. esas oluşuyordu.

oluş
becoming
Türkisch - Türkisch
oluşmamalıdır
Favoriten