In that case, so be it.
- O takdirde, öyle olsun.
Please help yourself, enjoy your meal!
- Lütfen buyurun, afiyet olsun!
Damn, where did I put my glasses?
- Lanet olsun, gözlüklerimi nereye koydum?
Damn! I forgot to buy rice.
- Lanet olsun! Pirinç almayı unuttum.
Damn it! I forgot my password!
- Lanet olsun! Şifremi unuttum!
Damn it, Tom. I said no!
- Lanet olsun,Tom. Hayır dedim!
I didn't want to go anyway.
- Ne olursa olsun gitmek istemedim.
In any event, I will do my best.
- Ne olursa olsun elimden gelenin en iyisini yapacağım.
Hallelujah is an expression of praise or thanks to God.
- Şükürler olsun bir övgü ifadesi ya da Allaha şükürdür.
Hallelujah! I've found my dog.
- Şükürler olsun! Köpeğimi buldum.
Markku at any rate is not to blame.
- Markku ne olursa olsun suçlanmayacak.
At any rate, we can't change the schedule.
- Ne olursa olsun, programı değiştiremeyiz.
çamaşır makinesi senin olsun.
However that may be, I am wrong.
- Nasıl olursa olsun, ben hatalıyım.
I will carry out this plan at any price.
- Ne pahasına olursa olsun bu planı uygulayacağım.
He is determined to succeed at any price.
- Ne pahasına olursa olsun başarılı olmaya kararlı.