She is a second-rate singer at best.
- Olsa olsa o, ikinci sınıf bir şarkıcı.
The traditional way of learning a language may satisfy at most one's sense of duty, but it can hardly serve as a source of joy. Nor will it likely be successful.
- Bir dil öğrenmenin geleneksel yolu olsa olsa birinin görev duygusunu tatmin edebilir ama o bir sevinç kaynağı olarak hizmet edemez. Ayrıca muhtemelen başarılı olmayacaktır.
Even if the villages of this region have been destroyed, their names will never be erased from history.
- Bu bölgenin köyleri yok edilmiş olsa bile isimleri tarihten asla silinmeyecektir.
Even if he's very nice, I don't really trust him.
- Çok kibar olsa bile ona kesinlikle güvenmiyorum.
I am quite willing to do anything for you.
- Senin için ne olsa yapmaya hazırım.
Anyhow it will be a good idea to hurry up.
- Nasıl olsa acele etmek iyi bir fikir olacak.
Even though it's optional, you should still do the homework.
- Bu, isteğe bağlı olsa da hala ev ödevini yapman gerekiyor.
The chocolate cake tempted her even though she was dieting.
- O diyette olsa da çikolatalı kek onu cezbetti.
Anybody could do this.
- Bunu kim olsa yapabilir.
Wouldn't you like to learn a foreign language? — Who cares? These days, everyone speaks English anyway!
- “Yabancı bir dil öğrenmek istemez misin?” — “Boş versene. Bugünlerde nasıl olsa herkes İngilizce konuşuyor!”
I wasn't very hungry anyway.
- Nasıl olsa çok aç değildim.
The boy's expression showed his disappointment, but even so he looked up at our faces with a glimmer of hope.
- Çocuğun ifadesi hayal kırıklığını gösterdi, ama öyle olsa bile o umut ışığı ile yüzümüze baktı.
Even so, the Earth moves!
- Öyle olsa bile, Dünya hareket ediyor!
Even though Tom is on the team, he's just a bench warmer.
- Tom takımda olsa bile, o sadece yedek kulübesinde bekler.
Tom said he didn't care about Mary's past even though he really did.
- Tom gerçekten ilgilenmiş olsa bile Mary'nin geçmişiyle ilgilenmediğini söyledi.
Even though he is my neighbour, I did not know him well.
- Komşum olsa da onu iyi tanımıyordum.
Even though Tom is quite ugly, Mary still fell in love with him.
- Tom oldukça çirkin olsa da, Mary hala ona aşık.