olsa olsa

listen to the pronunciation of olsa olsa
Türkisch - Englisch
at best

She is a second-rate singer at best. - Olsa olsa o, ikinci sınıf bir şarkıcı.

at the utmost
at (the) most, at the (very) outside
at the furthest
at the very most
at most

The traditional way of learning a language may satisfy at most one's sense of duty, but it can hardly serve as a source of joy. Nor will it likely be successful. - Bir dil öğrenmenin geleneksel yolu olsa olsa birinin görev duygusunu tatmin edebilir ama o bir sevinç kaynağı olarak hizmet edemez. Ayrıca muhtemelen başarılı olmayacaktır.

at the outside
although, albeit
outside
olsa olsa/olsun olsun at the most, at most: Olsa olsa oraya dört saatte gidilir
It takes at the most four hours to get there
olsa bile
even if

One professor says that even if Alex is using words, it's wrong to call it a language. - Bir profesör, Alex kelimeler kullanıyor olsa bile buna dil demenin yanlış olacağını söylüyor.

Even if he's very nice, I don't really trust him. - Çok kibar olsa bile ona kesinlikle güvenmiyorum.

ne olsa
anything

I am quite willing to do anything for you. - Senin için ne olsa yapmaya hazırım.

nasıl olsa
anyhow

Anyhow it will be a good idea to hurry up. - Nasıl olsa acele etmek iyi bir fikir olacak.

olsa da
though

He could not refrain from smiling, though with a slight sense of guilt. - Hafif bir suçluluk duygusu olsa da o kendini gülmekten alamadı.

The chocolate cake tempted her even though she was dieting. - O diyette olsa da çikolatalı kek onu cezbetti.

bile olsa
although
bile olsa
even though
böyle olsa bile
even so
nasıl olsa bana inanmazsın
(Ev ile ilgili) not like you would believe me anyway
nasıl olsa bana inanmazsın
(Ev ile ilgili) you wouldn't believe me anyway
Bahtın borusu öterse kim olsa oynar
(Atasözü) He dances well to whom the fortune pipes
az da olsa
even if just a bit
nede olsa
What if the
ateş olsa cirmi/cürmü kadar yer yakar
(Konuşma Dili) He cannot do much harm
güneş olsa kimsenin üstüne doğmamak
never to think of helping others
iki eli kanda olsa
no matter how busy he is
itin/köpeğin duası kabul/makbul olsa/olsaydı gökten kemik yağar/yağardı
(Atasözü) If scoundrels ran the world it would be uninhabitable for the rest of us
kelin ilacı olsa başına sürer/ilaç bilse kendi başına sürer
(Atasözü) You shouldn't seek help from someone who has the same problem you do
kim olsa
anyone
kim olsa
anybody

Anybody could do this. - Bunu kim olsa yapabilir.

köpekin duası kabul/makbul olsa/olsaydı gökten kemik yağar/yağardı
(Atasözü) If scoundrels were to run the world, it'd be an uninhabitable place
nasıl olsa
anyway

Wouldn't you like to learn a foreign language? — Who cares? These days, everyone speaks English anyway! - “Yabancı bir dil öğrenmek istemez misin?” — “Boş versene. Bugünlerde nasıl olsa herkes İngilizce konuşuyor!”

Anyway, I don't like it. - Nasıl olsa, ondan hoşlanmıyorum.

nasıl olsa
in any case; whether you want to or not, like it or not
nasıl olsa
somehow or other, sooner or later
ne de olsa
nevertheless, nonetheless
ne de olsa
still
nerede olsa yatan kimse
dosser
nerede olsa yatmak
doss down
olsa bile
even so

Even so, you are a human. - Öyle olsa bile, sen bir insansın.

The boy's expression showed his disappointment, but even so he looked up at our faces with a glimmer of hope. - Çocuğun ifadesi hayal kırıklığını gösterdi, ama öyle olsa bile o umut ışığı ile yüzümüze baktı.

olsa bile
even though

Tom said he didn't care about Mary's past even though he really did. - Tom gerçekten ilgilenmiş olsa bile Mary'nin geçmişiyle ilgilenmediğini söyledi.

Even though it's a bit cold, let's go swimming. - Biraz soğuk olsa bile yüzmeye gidelim.

olsa bile
even then
olsa da
even though

Even though Tom is quite ugly, Mary still fell in love with him. - Tom oldukça çirkin olsa da, Mary hala ona aşık.

Even though it's optional, you should still do the homework. - Bu, isteğe bağlı olsa da hala ev ödevini yapman gerekiyor.

olsa gerek he/she/it must be: O kişi yabancı olsa gerek
That person must be a foreigner
yağmur olsa kimsenin tarlasına düşmez/yağmaz
(Konuşma Dili) He won't lift a finger to help anybody
öyle de olsa
even though
Türkisch - Türkisch
Ancak
Son ihtimal olarak, nihayet
olsa olsa
Favoriten