olmak zorunda

listen to the pronunciation of olmak zorunda
Türkisch - Englisch
have to be
zorunda olmak
have to

I don't want to have to hurt anyone. - Kimseyi incitmek zorunda olmak istemiyorum.

I don't want to have to listen to Tom sing that song again. - Tom'un o şarkıyı tekrar söylemesini dinlemek zorunda olmak istemiyorum.

zorunda olmak
to have (got) to
zorunda olmak
have

I don't want to have to shoot you. - Sana ateş etmek zorunda olmak istemiyorum.

I don't want to have to hurt anyone. - Kimseyi incitmek zorunda olmak istemiyorum.

zorunda olmak
to have to, be obliged to (do something)
olmak zorunda
Favoriten