On the whole human beings want to be good, but not too good and not quite all the time.
- İnsanoğlu genellikle iyi olmak ister fakat her zaman çok iyi ve sakin değil.
I prefer being poor to being rich.
- Fakir olmayı zengin olmaya tercih ederim.
I don't want anything happening to you.
- Sana bir şey olmasını istemiyorum.
I wish I knew why this keeps happening.
- Keşke bunun neden olmaya devam ettiğini bilsem.
The law prohibits minors from smoking.
- Kanun, reşit olmayanların sigara içmesini yasaklıyor.
Poor health prohibited him from traveling.
- Sağlığının az olması onu seyahatten alıkoydu.
It is correct to say that psychological readiness is important in this therapy.
- Bu terapide, psikolojik olarak hazır olmanın gerekliliğini söylemek doğru olur.
Tom couldn't shake the feeling that something profound was about to happen.
- Tom insanın içine işleyen bir şey olmak üzere olduğu hissini atlatamadı.
Something bad was about to happen.
- Kötü bir şey olmak üzereydi.
Would you like to become a trusted user?
- Güvenilir bir kullanıcı olmak istiyor musunuz?
That girl wanted to become a movie star.
- O kız bir film yıldızı olmak istiyordu.
Tom is fitted to become a businessman.
- Tom bir iş adamı olmak için uygundur.
I just want to make sure these shoes fit.
- Sadece bu ayakkabıların uyduğundan emin olmak istiyorum.
I want to get a haircut before I go on the trip.
- Yolculuğa çıkmadan önce saç tıraşı olmak istiyorum.
He won't go on to graduate school.
- Okuldan mezun olmak için devam etmeyecek.
Tom has what it takes to be successful.
- Tom başarılı olmak için gereken niteliklere sahip.
Tom has what it takes to succeed.
- Tom başarılı olmak için gerekli niteliklere sahip.
Remember to check to make sure the gas has been turned off before you go out.
- Dışarı çıkmadan önce gazın kapatıldığından emin olmak için kontrol etmeyi unutma.
Tom wants to graduate from college before he turns 24 years old.
- Tom, 24 yaşını doldurmadan önce üniversiteden mezun olmak istiyor.
Tom certainly has a lot to be happy about.
- Tom'un mutlu olmak için kesinlikle çok şeyi var.
I'd be happy to help you if you're having trouble.
- Bir sorununuz varsa, size yardımcı olmaktan mutluluk duyarım.
The truth is that he was not fit for the job.
- Gerçek onun iş için uygun olmadığıdır.
He tried hard only to find that he was not fit for the job.
- Yalnızca onun iş için uygun olmadığını bulmak için çok çabalıyordu.
Tom looked around to make sure nothing else was happening.
- Tom başka bir şey olmadığından emin olmak için etrafına baktı.
I want to make sure that I don't catch the flu.
- Gribe yakalanmayacağımdan emin olmak istiyorum.
Tom doesn't like being around children because he's always afraid of catching a cold from one of them.
- Tom onlardan birinden her zaman soğuk algınlığı kapmaktan korktuğu için çocukların etrafında olmaktan hoşlanmaz.
Can you at least pretend you want to be here?
- Sen en azından senin burada olmak istediğini taklit edebilir misin?
I don't know what's worse: being stupid or pretending to be stupid.
- Hangisinin daha kötü olduğunu bilmiyorum: aptal olmak mı yoksa aptalmış gibi yapmak mı?
I want to make sure nothing will happen to Tom.
- Tom'a bir şey olmayacağından emin olmak istiyorum.
Tom wants to make sure that doesn't happen to him.
- Tom bunun ona olmayacağından emin olmak istiyor.
The result was far from being satisfactory.
- Sonuç tatmin edici olmaktan uzaktı.
A man decides he wants to be king; thousands of people die shortly thereafter as a result of this desire.
- Bir adam kral olmak istediğine karar verir; çok geçmeden bu arzunun sonucu olarak binlerce insan ölür.
You don't have to be so formal.
- Çok resmî olmak zorunda değilsin.
Do we have to be so formal?
- Bu kadar resmî olmak zorunda mıyız?
Happiness isn't merely having many possessions.
- Mutluluk sadece birçok mala sahip olmak değildir.
You must be in possession of a valid ticket.
- Geçerli bir bilete sahip olmalısın.
Tom can't get a job because he doesn't have any experience, but he can't acquire experience because he can't get a job.
- Tom yeterli bir deneyime sahip olmadığı için bir iş bulamıyor fakat o bir iş bulamadığı için deneyim edinemiyor.
It's better to have larger hands than smaller hands when playing the piano.
- Piyano çalarken büyük ellere sahip olmak küçük ellere sahip olmaktan daha iyidir.
I've always wanted to get my hands on one of these.
- Her zaman bunlardan birine sahip olmak istedim.
A nuclear war will bring about the destruction of mankind.
- Bir nükleer savaş, insanlığın yok olmasına neden olacak.
Men do not exist in this world to become rich, but to become happy.
- Bu dünyada erkekler zengin olmak için değil, mutlu olmak için var olurlar.
Eat your vegetables so that you will grow up to be big and strong.
- Büyük ve güçlü olmak için büyüyebilesin diye sebzelerini ye.
What do you want to be when you grow up?
- Büyüdüğünde ne olmak istersin?
Her only purpose in life was to get rich.
- Onun hayattaki tek amacı zengin olmaktı.
Tom felt like getting drunk.
- Tom'un canı sarhoş olmak istedi.
Güzelim diye mağrur olma, tez savar vakti şebab.(Güzellik gelip geçicidir.).
If you are going abroad, it's necessary to have a passport.
- Eğer yurt dışına gidiyorsanız, bir pasaporta sahip olmak gereklidir.
With Windows, you have to have extensions or it won't read your files.
- Windows ile eklentilere sahip olmak zorundasın,yoksa o dosyalarını okumaz.
She promised her father to be in time for lunch.
- O, öğle yemeğinde zamanında olmak için babasına söz verdi.
It was tremendously exciting to be in Boston at that time.
- O anda Boston'da olmak müthiş heyecan vericiydi.