olacak

listen to the pronunciation of olacak
Türkisch - Englisch
something inevitable
so-called, (someone) who claims to be ...: öğretmen olacak o kişi that so-called teacher
something that is possible
suitable; reasonable; something inevitable
suitable, acceptable
the lowest price (at which a merchant will sell something)
reasonable, sensible, not absurd
brew
will be

She will be in New York for two weeks. - O iki hafta New York'ta olacak.

This caterpillar will become a beautiful butterfly. - Bu tırtıl harika bir kelebek olacak.

olacak gibi değil
it's impossible
Olacak gibi değil
It's impossible, It's unbelievable
olacak gibi değil
(Konuşma Dili) It looks like (something) won't happen
olacak gibi görünen
(deyim) on the horizon
olacak iş değil
no deal
olacak iş değil
it's incredible
olacak iş değil
(Konuşma Dili) It's impossible./It's out of the question
olacak olaylar
(deyim) coming events
olacak olur
Things will turn out in the way they are fated to
olacak şey değil
it's incredible
oldu olacak
might as well
Oldu olacak kırıldı nacak
It's no use crying over split milk
oldu olacak
that was close
oldu olacak
might as well, there is no reason not to
ol
be
ol
became
ol
are
ol
is
ol
was
gelecekte olacak şey
future
ol
were
ol
for
ol
come about
ol
grew into
ol
been of
ol
be of
ol
been
ol
become
ol
to be
ol
{f} happening
ol
am
ol
being
ol
happen
ol
grow into
ol
{f} becoming
aşağı yönlü olacak şekilde
downwardly, down, downwards, downward
ha oldu ha olacak
About to happen; on the cards; (just) around the corner; imminent; impending/pending; very close; close at hand; at hand; very near
gelecekte olacak olaylar
(deyim) coming events
iyi olacak hastanın hekim ayağına gelir
(Atasözü) If it is fated for things to go well, they will go well
kesinkes olacak olay
dead cert
ol
that; those
ol
archaic
ol
he; she; it
ol
befall
ol
betide
ol
olive
ol
befallen
ol
befell
sonu fena olacak
there is the deuce to pay
yakında olacak olan
approaching
yarın bulutlu bir gün olacak
It will be cloudy tomorrow
yarın güneşli bir gün olacak
It will be sunny tomorrow
yarın rüzgârlı bir gün olacak
It will be windy tomorrow
yarın yağmurlu bir gün olacak
It will be rainy tomorrow
Englisch - Englisch

Definition von olacak im Englisch Englisch wörterbuch

OL
my wife, my girlfriend, my mother (Internet abbreviation)
ol
Oliver's List of Newton Easter Eggs http: //www geocities com/SiliconValley/Bay/4931/index html
ol
Ordered List The Ordered List element represents a list of items sorted by sequence or order of importance Typical remdering is a numbered list of items
ol
OFFICE LIGHT DISTRICT
ol
on the label
ol
{ font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 10pt; margin-top: auto; margin-bottom: auto; color: #000000} The OL tag style creates a default look for an orderedlist in the HTML file item one item two
ol
A suffix denoting that the substance in the name of which it appears belongs to the series of alcohols or hydroxyl derivatives, as carbinol, glycerol, etc
ol
Operating loans, farm
ol
Overall Length
ol
orienting line
Türkisch - Türkisch
Olması, yapılması uygun olan
Olmasının önüne geçilemeyen durum
Olma, gerçekleşme olasılığı bulunan şey
Olma, gerçekleşme olasılığı bulunan şey: "Olacakla öleceğe çare bulunmaz."- Atasözü
oldu olacak
Çekinmeden, sıkılmadan
OL
(Hukuk) O
ol
O gösterme sıfatı
ol
O gösterme sıfatı: "Dedi gördüm ol habibin aneasın"- Süleyman Çelebi. O gösterme zamiri
Englisch - Türkisch

Definition von olacak im Englisch Türkisch wörterbuch

OL
(Askeri) çalıştırma mahalli (operating location)
olacak
Favoriten