I take it that's unusual.
- Sanırım o olağan dışı.
I didn't notice anything unusual.
- Olağan dışı bir şey fark etmedim.
Call the police if you see any extraordinary situation.
- Olağandışı bir şey görürsen polisi ara.
Mary got extraordinary grades.
- Mary olağandışı notlar aldı.
Tom is pretty unusual.
- Tom oldukça olağandışı.
Tom had some very unusual experiences.
- Tom'un bazı çok olağandışı deneyimleri vardı.