Tom sonuçlara bakılmaksızın onu yapacağını söylüyor.
- Tom says he'll do that regardless of the consequences.
Parti kötü havaya bakılmaksızın düzenlendi.
- The party set out regardless of the bad weather.
Maraton organizatörleri, hava şartları gözetilmeksizin, organizasyonun devam edeceğini söyledi.
- The organisers of the marathon said that the event would go ahead, regardless of the weather conditions.
O, yarasını dikkate almadan dövüşüyordu.
- He was fighting regardless of his wound.
Benim talimatlarımı dikkate almadan geldi.
- He came regardless of my instructions.
He smoked cigars regardless of the consequences.