Makineler olmadan yaşayamayız.
- Ohne Maschinen können wir nicht mehr leben.
Yardımınız olmadan , o, başarısız olurdu.
- Ohne Deine Hilfe hätte er es wohl nicht geschafft.
Kocaman bir dünyanın ufacık bir parçasısın sen. Sadece ufacık bir nokta, belki de daha ufak ve yinede dünya sensiz boş olurdu. İyi ki varsın.
- Du bist ein ganz kleiner Teil von einer ganz großen Welt. Nur ein ganz winziger Punkt oder vielleicht auch noch weniger, und doch wäre die Welt leer ohne dich. Schön, dass es dich gibt.
Yaşamak özlemsiz, özlem sevgisiz ve sevgi sensiz olmaz!
- Leben geht nicht ohne Sehnsucht, Sehnsucht nicht ohne Liebe und Liebe nicht ohne dich!
O, siyahların şiddet olmaksızın eşit haklar için mücadelelerini kazanabileceklerine inanıyordu.
- He believed that blacks could win their fight for equal rights without violence.
Mütevazilik olmaksızın cesaret tehlikeli bir oyundur.
- Without humility, courage is a dangerous game.
O olmadan bunu yapamayız.
- We can't do this without her.
Biz o olmadan gitmek zorunda kalabiliriz.
- We may have to go without her.
Bir pasaport, yabancı bir ülkeye giderken, onsuz gidemeyeceğin bir şeydir.
- A passport is something you cannot do without when you go to a foreign country.
Neye ihtiyacınız olduğunu söylerseniz ve ben onsuz nasıl idare edeceğinizi söylerim.
- Tell me what you need and I'll tell you how to get along without it.
Sizin yardımınız olmadan onu yapamazdım.
- I couldn't have done that without your help.
Tom sizin izniniz olmadan gitmedi.
- Tom wouldn't leave without your permission.
Dışarıda hava çok soğuk, ceketsiz üşüteceksin.
- It is very cold outside. You'll catch a cold without a coat.
I couldn't have done it without you. Thank you.
- Ich hätte es ohne dich nicht machen können. Danke.
Nothing is achieved without effort.
- Ohne Anstrengung erreicht man nichts.