O öğrenciyken, sık sık diskoya giderdi.
- When she was a student, she used to go to the disco often.
O, kahvaltısını sık sık orada yer.
- He often eats breakfast there.
Her ne kadar sıkça eş anlamlı olarak kullanılsalar da; kibir ve gurur farklı şeylerdir.
- Vanity and pride are different things, though the words are often used synonymously.
Mutlu çocukluğumu sıkça hatırlıyorum.
- I often remember my happy childhood.
Çiftlik hayatından şehir hayatına geçiş çoğunlukla zordur.
- The transition from farm life to city life is often difficult.
Alçak gönüllülük çoğunlukla kibirden daha çok yükseltir.
- Humility often gains more than pride.
Peynir çoğu kez bir fareyi bir tuzağa cezbeder.
- Cheese often lures a mouse into a trap.
Alçak gönüllülük çoğunlukla kibirden daha çok yükseltir.
- Humility often gains more than pride.
Çoğu kez onun zorbalık yaptığını gördüm.
- I've often seen him bullied.
Suç çoğu kez yoksullukla ilgilidir.
- Crime has often been related to poverty.
... I blog oftentimes because I just want to say ...
... oftentimes into harm's way. I know these folks and I know their families. So nobody ...