Sık sık Londra'ya giderim.
- I often go to London.
O, kahvaltısını sık sık orada yer.
- She often eats breakfast there.
Zenginler çoğu kez pintidirler.
- The rich are often misers.
Çoğu kez onun zorbalık yaptığını gördüm.
- I've often seen him bullied.
Mutlu çocukluğumu sıkça hatırlıyorum.
- I often remember my happy childhood.
Her ne kadar sıkça eş anlamlı olarak kullanılsalar da; kibir ve gurur farklı şeylerdir.
- Vanity and pride are different things, though the words are often used synonymously.