Siyasetçi devlet memurlarının yolsuzluğunu kınayarak reformu ısrarla istedi.
- The politician pushed for reform by denouncing the corruption of the government officials.
Gümrük memurları bütün gemiyi araştırdılar.
- The customs officials searched the whole ship.
Memur bir park yeri alma ricasının reddedildiğini Bob'a bildirdi.
- The official informed Bob that his request for a parking permit had been rejected.
Bazı memurlara rüşvet verilmiş olabilir.
- Some officials may have been corrupted.
Tayca, Tayland'ın resmi dilidir.
- Thai is the official language in Thailand.
Resmî evrakları imzalayamadı.
- He could not sign official papers.
Kanadalı yetkililer, her insanın malzemelerini tarttı.
- Canadian officials weighed the supplies of each man.
Çinli yetkililer ekonomik büyümenin dünya ekonomisinden dolayı üç yıl içinde en düşük seviyesine düştüğünü söylüyor.
- Chinese officials say economic growth has dropped to a three-year low because of the world economy.
Gümrük görevlileri Tom'u tepeden tırnağa aradılar.
- Customs officials carried out a full body search on Tom.
Tom bir kamu görevlisidir.
- Tom is a public official.
offical support for disabled students in METU.
Bazı memurlara rüşvet verilmiş olabilir.
- Some officials may have been corrupted.
Gümrük memurları kutuları inceledi.
- The customs officials examined the boxes.
Devlet başkanına yalnızca yüksek memurlar ulaşabiliyordu.
- Only high officials had access to the President.
Devlet memurları bütün fabrikaları denetlediler.
- Government officials inspected all factories.
an official drug or preparation.
an official statement or report.
official duties.
... Cerf nor I are Boston city officials, ...
... I think it's not from government officials, should ...