offering a choice of two things

listen to the pronunciation of offering a choice of two things
Englisch - Türkisch

Definition von offering a choice of two things im Englisch Türkisch wörterbuch

alternative
{i} alternatif

Teklif ettiğine alternatif yok mudur? - Is there no alternative to what you propose?

Aklınızda bulunsun, bu koşullar altında başka bir alıcı bulmaktan başka alternatifimiz yok. - Bear in mind that, under such circumstances, we have no alternative but to find another buyer.

alternative
{i} seçenek

Geri çekilmekten başka seçenekleri yoktu. - They had no alternative but to retreat.

Bana seçenek bırakmıyorsun. - You leave me no alternative.

alternative
{i} şık
alternative
{s} öbür
alternative
{s} değişik
alternative
yerine geçebilen
alternative
değişke
alternative
almaşık
alternative
başka

Başka seçenek olmadığını kabul ettik. - We agreed that there was no other alternative.

Aklınızda bulunsun, bu koşullar altında başka bir alıcı bulmaktan başka alternatifimiz yok. - Bear in mind that, under such circumstances, we have no alternative but to find another buyer.

alternative
seçimli
alternative
diğer

Diğer alternatifleri dikkate aldın mı? - Did you consider other alternatives?

Diğer alternatiflerin ihtimalini düşünmek için zerre kadar istekli olmadığına inanamıyorum. - I can't believe that you aren't at least willing to consider the possibility of other alternatives.

alternative
iki şeyden biri
alternative
(Tıp) vücudun tabiatını değişitren ve islah eden ilaç
alternative
(Askeri) YEDEK; ALTERNATİF
alternative
Yapacak başka bir şey yoktu
alternative
Başka çarem kalmamıştı
Englisch - Englisch
alternative
offering a choice of two things

    Silbentrennung

    of·fer·ing a choice of two things

    Türkische aussprache

    ôfrîng ı çoys ıv tu thîngz

    Aussprache

    /ˈôfrəɴɢ ə ˈʧois əv ˈto͞o ˈᴛʜəɴɢz/ /ˈɔːfrɪŋ ə ˈʧɔɪs əv ˈtuː ˈθɪŋz/
Favoriten