O kapıyı açık bıraktı.
- Er hat die Tür offen gelassen.
Dün gece kapıyı açık bırakan sen miydin?
- Warst du derjenige, der letzte Nacht die Tür offen gelassen hat?
Komutan adamlarını silah atışına maruz bıraktı.
- The commander exposed his men to gunfire.
Askerler düşman ateşine maruz kaldı.
- The soldiers were exposed to the enemy's fire.
Tepe ortada, ağaçsız.
- The hill is exposed, with no trees.
Şimdi her şey ortada.
- Now everything's exposed.
Her zaman birtakım tehlikeye maruz kalırız.
- We are always exposed to some kind of danger.
Birçok tehlikelere maruz kaldı.
- He was exposed to many dangers.
Fadıl karanlık sırrını açıkladı.
- Fadil exposed his dark secret.
Did you leave the window open?
- Habt ihr das Fenster offen gelassen?
He left the door open.
- Er hat die Tür offen gelassen.
Takeda always shows his anger openly.
- Takeda zeigt immer offen seinen Ärger.
I'm open to suggestions.
- Ich bin offen für Anregungen.
The museum is open to the public.
- Das Museum ist für die Öffentlichkeit geöffnet.
Do you really want me to be frank?
- Willst du wirklich, dass ich offen bin?