Keşke Tatoeba'da daha fazla azınlık dilleri olsa.
- I wish there were more minority languages in Tatoeba.
Yeni yasa dini azınlıkları oy verme haklarından mahrum edecek.
- The new law will deprive religious minorities of their right to vote.
Ufak detaylar hakkında endişelenme.
- Don't worry about the minor details.
Tom ufak bir kazaya karıştı.
- Tom was involved in a minor accident.
Küçük kozmetik detaylar hakkında endişelenerek zaman kaybetmektense web sitemiz için içerik yaratarak zamanımızı harcamalıyız.
- We should spend our time creating content for our website rather than wasting time worrying about minor cosmetic details.
Giremezsin, çünkü sen bir küçüksün.
- Because you're a minor, you can't enter.
Tom'un çalıştığı bar reşit olmayan kimselere alkollü içki sattığı için ruhsatını kaybetti.
- The bar where Tom works lost its license because they had been selling alcoholic drinks to minors.
Reşit olmayan birinin refahını tehlikeye düşürdüğünüz için tutuklusunuz.
- You're under arrest for endangering the welfare of a minor.