Batı ülkeleri konuyla ilgili tutumundan dolayı Japonya'ya atlıyor.
- Western countries are jumping on Japan for its stance on the issue.
Onlar batı ülkeleriyle iletişim kurdular.
- They communicated with the Western countries.
Çok sayıda aile sınırda yeni bir hayat kurmak için batıya gitti.
- Many families went west to make a new life on the frontier.
Batıya yolculuk zordu.
- The trip west was hard.
Fransa, Batı Avrupa'dadır.
- France is in western Europe.
Batılı ülkeler doları güçlendirmek için baş başa verip düşünüyorlar.
- Western nations have to put their heads together to strengthen the dollar.
Güneş batıdan doğsada, o kararından vazgeçmez.
- Were the sun to rise in the west, she would not change her resolution.
Roger batıda şehirden şehire seyahat etti.
- Roger traveled from town to town in the west.
Batıdaki erkekler genellikle viski içer.
- Generally men in Westerns drink whisky.
Şehir Londra'nın batısında bulunmaktadır.
- The city is found west of London.
Onun ordusu, Mississippi Nehri'nin batısındaydı.
- His army was west of the Mississippi River.
Uzun bir deve kervanı Batıya doğru gidiyordu.
- A long caravan of camel was heading to the West.
Uçak, batıya doğru uçtu.
- The plane flew toward the west.