Tom Mary'yi açık açık yalan söylemekle suçladı.
- Tom accused Mary of lying through her teeth.
O yalan söylemeye çekinmez.
- He has no scruples about lying.
Bütün gün yatakta yatmaktan usandım.
- I got tired of lying in bed all day.
Otun üstünde yatan köpek benimdir.
- The dog lying on the grass is mine.
Parkta kiraz ağacının altında bankta yatan genç bir adam gördüm.
- I saw a young man lying on the bench under the cherry tree in the park.
Uzanmadığını biliyorum.
- I know you're not lying.
Kyoko, çimde uzanmaktadır.
- Kyoko is lying on the grass.
... The clues lie in these symbols. ...
... And you lie back, and you consume. ...