Yazın, güney İspanya'da hava çok sıcaktır.
- In the summer it's very hot in southern Spain.
Japonya ve Güney Kore komşudur.
- Japan and South Korea are neighbors.
Yakında güneyden birçok kırlangıç gelecek.
- Many swallows will come soon from the south.
İlkbaharda, günler daha uzadığında ve güneş daha ısındığında, o, ilk nar bülbülünün güneyden dönüşünü bekledi.
- In the spring, when the days grew longer and the sun warmer, she waited for the first robin to return from the south.
Tom Park Caddesinde güneye doğru sürüyordu.
- Tom was driving south on Park Street.
Görgü tanıkları bombalamadan hemen sonra Tom'un Park Street'te güneye doğru yürüdüğünü gördüler.
- Eye witnesses saw Tom walking south on Park Street just after the bombing.
İlkbaharda, günler daha uzadığında ve güneş daha ısındığında, o, ilk nar bülbülünün güneyden dönüşünü bekledi.
- In the spring, when the days grew longer and the sun warmer, she waited for the first robin to return from the south.
Bulutlar güneyden geliyor.
- The clouds are coming from the south.
Benim evim güneye bakıyor.
- My house looks to the south.
Bu pencereler güneye bakıyorlar.
- These windows look to the south.