O, çalınan cüzdanını kurtardı.
- He recovered his stolen wallet.
Çalınan çantasını bulmak ona sürpriz oldu.
- He was surprised to find his stolen bag.
Tom nehirde yüzmeye gitti, ama o dışarı çıktığında elbiseleri çalınmıştı.
- Tom went swimming in the river, but when he got out, his clothes had been stolen.
Tom Mary'ye çalınmış bir kemanı satmayı önerdi.
- Tom offered to sell Mary a stolen violin.
Onlar onu bisikleti çalmakla suçladı.
- They accused him of having stolen the bike.
O beni onun saatini çalmakla suçladı.
- He accused me of having stolen his watch.
Mark Zuckerberg fikrimi çaldı!
- Mark Zuckerberg stole my idea!
Polis, neredeyse bir aydır çalınan eşyaları arıyor.
- The police have been searching for the stolen goods for almost a month.
Dün gece bisikletimi çaldırdım.
- I had my bicycle stolen last night.
Dün gece arabam çalındı.
- My car was stolen last night.
... If you could steal a song from all of music history, and ...