Ben gerçekten Tom'un konserine gitmek istiyordum ama onun hepsi satılmıştı.
- I really wanted to go to Tom's concert, but it was sold out.
Tuz ağırlıkla satılmaktadır.
- Salt is sold by weight.
Tereyağı pound ile satılmaktadır.
- Butter is sold by the pound.
Bu şu anda satılan en iyi amplifikatör.
- This is the best amp currently being sold.
Burada satılan bira yok.
- There's no beer sold here.
Evi avantajlı şekilde sattım.
- I sold the house to advantage.
Umutsuzluktan dolayı o plana vardık fakat kitap iyi sattı.
- We arrived at that plan out of pure desperation, but the book sold well.
... We sell 5,000 a quarter, or 12,000-- ...
... Because we don't sell that many cars. ...