Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

of or relating to the final period of the life of a person or thing

listen to the pronunciation of of or relating to the final period of the life of a person or thing
Englisch - Türkisch

Definition von of or relating to the final period of the life of a person or thing im Englisch Türkisch wörterbuch

sunset
{i} gün batımı

Şimdiye kadar böylesine güzel bir gün batımı gördün mü? - Have you ever seen such a beautiful sunset?

Bu şu ana kadar gördüğüm en güzel gün batımıdır. - This is the prettiest sunset I have ever seen.

sunset
akşam
sunset
güneş batımı
sunset
gerileme devri
sunset
günbatım

Böyle güzel bir günbatımını hiç görmedik. - Never did we see such a beautiful sunset.

Bu, bugüne kadar gördüğüm en güzel günbatımı. - This is the most beautiful sunset that I have ever seen.

sunset
gün batısı
sunset
{i} son

Gün batımından sonra, alanın üzerinde ince bir sis belirdi. - After sunset, a thin mist appeared over the field.

Tom bitkileri sulamayı bitirdikten sonra, o, gün batımının keyfini çıkarmak için veranda da oturdu. - After Tom finished watering the plants, he sat down on the porch to enjoy the sunset.

sunset
günbatımı

Tom günbatımına bakarken teneke düdüğünü çalarak rıhtımda oturmayı sever. - Tom likes to sit on the dock playing his tin whistle while looking at the sunset.

Böyle harika bir günbatımı hiç görmemiştim. - I've never seen such a wonderful sunset.

sunset
güneş batması
sunset
çöküş devri
sunset
{i} güneş battığı zaman
sunset
günbatımında gök renkleri
sunset
{i} güneşin batışı

Tom balkonda güneşin batışına bakıyordu. - Tom was on the balcony, looking at the sunset.

sunset
{i} çöküş
sunset
{i} gurup
sunset
{i} güneşin batması, gurup
Englisch - Englisch
sunset
of or relating to the final period of the life of a person or thing

    Silbentrennung

    of or re·lat·ing to the fi·nal pe·ri·od of the life of a per·son or thing

    Türkische aussprache

    ıv ır rileytîng tı dhi faynıl pîriıd ıv dhi layf ıv ı pırsın ır thîng

    Aussprache

    /əv ər rēˈlātəɴɢ tə ᴛʜē ˈfīnəl ˈpərēəd əv ᴛʜē ˈlīf əv ə ˈpərsən ər ˈᴛʜəɴɢ/ /əv ɜr riːˈleɪtɪŋ tə ðiː ˈfaɪnəl ˈpɪriːəd əv ðiː ˈlaɪf əv ə ˈpɜrsən ɜr ˈθɪŋ/
Favoriten