Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.
- After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.
Şehir bir endüstri merkezidir.
- The town is an industrial community.
Yeni fabrikalar ve sanayi merkezleri inşa edildi.
- New factories and industrial centers were built.
Sanayi Devrimi ilk defa İngiltere'de ortaya çıkmıştır.
- The Industrial Revolution took place first in England.
Onun bir endüstriyel casus olabileceğini fark ettim.
- It occurred to me that he might be an industrial spy.
Şüpheli endüstriyel casusluk eylemi işledi.
- The suspect committed an act of industrial espionage.
Ülken için ölüyor olduğunu düşünürsün; sanayiciler için ölürsün.
- You think you are dying for your country; you die for the industrialists.