of or pertaining to an office or public trust; as, official duties, or routine

listen to the pronunciation of of or pertaining to an office or public trust; as, official duties, or routine
Englisch - Türkisch

Definition von of or pertaining to an office or public trust; as, official duties, or routine im Englisch Türkisch wörterbuch

official
memur

Sorumlu memur içeri girmeme izin verdi. - The official in charge let me in.

Siyasetçi devlet memurlarının yolsuzluğunu kınayarak reformu ısrarla istedi. - The politician pushed for reform by denouncing the corruption of the government officials.

official
resmi

Tayca, Tayland'ın resmi dilidir. - Thai is the official language in Thailand.

Resmî evrakları imzalayamadı. - He could not sign official papers.

official
yetkili

O, bu kasabanın sakinleri tarafından bir yetkili seçildi. - He was elected an official by the inhabitants of this town.

Yetkililerin yasağı kaldırmasını rica etti. - He asked the officials to lift the ban.

official
(isim) memur
official
(Tıp) ofisiyal
official
resmi memur
official
görevli

Acemi asker skandalı kamu görevlilerini ve rüşvet olarak RecruitCoscom'dan gizli payları alan politikacıları ilgilendiren bir rüşvet skandalıdır. Hisseler sürekli yükseliyordu. - The Recruit scandal is a corruption scandal concerning public officials and politicians who accepted as bribes undisclosed shares from the RecruitCoscom company. The shares had been rising steadily.

Müze görevlilerine göre ETA gelecekte müzeye zarar vermeyecek. - Museum officials think that ETA will not harm the museum in the future.

official
(Spor) hakem
official
resmi yetkili
official
(Kanun) resmi sıfatı haiz
official
memurlar

Bazı memurlara rüşvet verilmiş olabilir. - Some officials may have been corrupted.

Gümrük memurları kutuları inceledi. - The customs officials examined the boxes.

official
(Tıp) Tıp heyeti tarafından tasdik ve kabul olunmuş (ilaç), officialis
official
memuriyete ait
official
kırtasiyecilik
official
{s} devlet

Devlet başkanına yalnızca yüksek memurlar ulaşabiliyordu. - Only high officials had access to the President.

Devlet memurları bütün fabrikaları denetlediler. - Government officials inspected all factories.

official
officiallyresmen
official
officialdom memur sınıfı
official
memura yakışır
Englisch - Englisch
official
of or pertaining to an office or public trust; as, official duties, or routine

    Silbentrennung

    of or pertaining to an of·fice or pub·lic trust; as, Of·fi·cial duties, or rou·tine

    Aussprache

Favoriten