Aşağıya eğil. Tavan çok alçak.
- Bend down. The ceiling is very low.
Gerçek fiyat düşündüğümden daha aşağıdaydı.
- The actual price was lower than I had thought.
Yağmurun yağma ihtimali zayıf.
- The chance of rain is low.
Bu, pil zayıf olduğu için çok iyi çalışmıyor.
- It doesn't work so well because the battery is low.
Ben, bu elbiseyi düşük bir fiyata satın aldım.
- I bought this dress at a low price.
Düşük ısılar suyu buza çevirir.
- Low temperatures turn water into ice.
Espri anlayışı, düşük öz saygısının bir göstergesi olarak, kendini aşağılamak üzerine kuruluydu.
- His sense of humor was self-deprecating, a sign of his low self-esteem.
... don't want to laugh, because I'm quite certain that ...
... ( both laugh ) ...