Yaşlı Alman posta taşıyıcı hediye işaretli pakete dokunmak istemedi.
- The old German mail carrier did not want to touch the package marked gift.
Geminin bir işaretli listesi vardı.
- The ship had a marked list.
Takvimimde doğum gününü işaretledim.
- I marked your birthday on my calendar.
Cevap yanlış işaretlendi.
- The answer was marked wrong.
Onlar arasında belirgin bir fark var.
- There is a marked difference between them.
Parti belirgin bir başarıydı.
- The party was a marked success.
e.g. in author and authoress, the latter is marked for its gender by a suffix.