O çok güzel bir şekilde sorulan bir soru değil.
- That's not a very nicely asked question.
Leyla güzel bir şekilde giyindi.
- Layla dressed nicely.
Tarz güzel, ama farklı bir renginiz var mı?
- The style is nice, but do you have it in a different color?
Ne güzel bir sürpriz!
- What a nice surprise!
O çok kibardır. Başkalarının hakkında asla kötü konuşmaz.
- He is very nice. He never speaks ill of others.
Kel olmakla ilgili güzel şeylerden biri, asla kötü bir saçlı bir gününün olmamasıdır.
- One of the nice things about being bald is that you never have a bad hair day.
Kavun, tatlı kokuyor ve tadı çok güzel.
- The melon smells sweet and tastes very nice.
Leyla çok hoş tatlı bir kadındı.
- Layla was a very nice sweet woman.
Tom'un çok kibar olduğunu hatırlamıyorum.
- I don't remember Tom being so nice.
Japonca öğretmenimiz bize karşı çok kibar.
- Our Japanese teacher is very nice to us.
Buranın yakınında iyi bir Tayland restoranı var.
- There's a nice Thai restaurant near here.
Dorenda gerçekten iyi bir kızdır, o kurabiyelerini benimle paylaşıyor.
- Dorenda really is a nice girl. She shares her cookies with me.
Bana güzel bir hediye verdiğiniz için çok naziktiniz.
- It was very kind of you to give me a nice gift.
Bana karşı çok naziktin, ve ben gerçekten hoş bir yolculuk yaptım. Çok teşekkür ederim.
- You were so nice to me, and I had a really pleasant trip. Thanks so much.
Bunlar iki hoş resimdir.
- These are two nice pictures.
Bir kırmızı araba ve bir beyaz olanı gördüm.Kırmızı olan beyaz olandan daha hoş görünüyordu.
- I saw a red car and a white one. The red one was nicer looking than the white one.