of a feature, such that only one holder has it

listen to the pronunciation of of a feature, such that only one holder has it
Englisch - Türkisch

Definition von of a feature, such that only one holder has it im Englisch Türkisch wörterbuch

unique
biricik
unique
eşsiz

Bu çiçeklerin eşsiz bir kokusu var. - These flowers have a unique smell.

Onun tekniği eşsiz ve kesinlikle şaşırtıcıydı. - His technique was unique and absolutely amazing.

unique
bir tane
unique
eşsiz şey
unique
nadir şey
unique
türüne az rastlanan
unique
özebir
unique
emsali kalmamış
unique
(Havacılık) birtane eşsiz
unique
tek

Amerika Birleşik Devletleri dünyadaki tek süper güç olmak istiyor. - United States want to be the World unique superpower.

Onun tekniği eşsiz ve kesinlikle şaşırtıcıydı. - His technique was unique and absolutely amazing.

unique
az bulunur
unique
Müfret
unique
{s} tek, yegâne
unique
{s} bir değerli [mat.]
unique
{s} mükemmel
unique
{s} rakipsiz
unique
(sıfat) tek, benzersiz, biricik, rakipsiz, yegâne, eşsiz, mükemmel, bir değerli [mat.], özgün
unique
{s} eşsiz, benzersiz, emsalsiz
Englisch - Englisch
unique
of a feature, such that only one holder has it
Favoriten