Eski mobilyayı kaldırdık.
- We removed the old furniture.
Kağıtları masadan kaldırdı.
- She removed the papers from the desk.
Leyla'nın cesedi kaldırıldı.
- Layla's body was removed.
İşaret hemen kaldırıldı.
- The sign was immediately removed.
Yaralı, olay yerinden uzaklaştırıldı.
- The injured were removed from the scene.
Fadıl'ın görevi onu dış dünyadan uzak tuttu.
- Fadil's job kept him removed from the outside world.
Steve is my second cousin once removed.