I'm going to subscribe to these chamber-music concerts.
- Ben bu oda müziği konserlerine katılacağım.
When any pretty maiden came near the castle, she was changed into a bird, and the fairy put her into a cage, and hung her up in a chamber in the castle.
- Güzel bir kız kale yakınına geldiğinde, bir kuşa dönüştürüldü ve peri ona bir kafese koydu ve kale içindeki bir odaya astı.
Don't run around in the room.
- Odanın etrafında koşma.
The room has two windows.
- Odada 2 tane pencere var.
He closeted himself in his study.
- O kendini çalışma odasına kapattı.
Tom has a big closet in his room.
- Tom'un odasında büyük bir dolabı var.
Tom lived in a one-bedroom apartment.
- Tom tek yatak odalı bir apartmanda yaşadı.
The apartment consists of three small rooms and a bath.
- Daire üç küçük oda ve bir banyodan oluşuyor.