Tom focuses on the positive and doesn't dwell on the negative.
- Tom pozitif üzerinde odaklanır ve negatif üzerinde durmaz.
Focus on one thing and do it well.
- Bir şeye odaklan ve onu iyi yap.
I believe that people tend to focus on the wrong things.
- İnsanların yanlış şeylere odaklanma eğiliminde olduğunu düşünüyorum.
He focused on his studies.
- Çalışmalarına odaklandı.
Tom tried to stay focused.
- Tom odaklanmaya çalıştı.
I'm focusing on my German!
- Ben Almancama odaklanıyorum!
Tom had trouble focusing.
- Tom'un odaklanma sorunu vardı.
Tom and Mary both wanted to focus more on their careers.
- Tom ve Mary her ikisi de kariyerlerine daha fazla odaklanmak istediler.
I tried to focus my attention on reading.
- Dikkatimi okumaya odaklamaya çalıştım.