odakla

listen to the pronunciation of odakla
Türkisch - Englisch
focus

Tom and Mary both wanted to focus more on their careers. - Tom ve Mary her ikisi de kariyerlerine daha fazla odaklanmak istediler.

I'm focusing on my French. - Fransızcama odaklanıyorum.

focus on

Today I can't focus on my work. - Bugün işime odaklanamam.

I can't focus on two things at the same time. - Aynı anda iki şeye odaklanamam.

{f} focused

I need you to stay focused. - Odaklanmış kalmanı istiyorum.

He focused on his studies. - Çalışmalarına odaklandı.

{f} focusing

Tom had trouble focusing. - Tom'un odaklanma sorunu vardı.

I'm focusing on my French. - Fransızcama odaklanıyorum.

{f} focussing
(Bilgisayar) set focus on
odak
focus

I tried to focus my attention on reading. - Dikkatimi okumaya odaklamaya çalıştım.

Focus on one thing and do it well. - Bir şeye odaklan ve onu iyi yap.

odaklamak
{f} focus
odak
{s} pivotal
odaklamak
(deyim) bring into focus
odak
the focus
odak
focus of
odak
centre [Brit.]
odak
center
odak
focal
odak
foci
odak
{i} centre
odak
hypocenter
odaklamak
to focus (a camera)
odaklamak
focalize
odaklamak
to focus
Türkisch - Türkisch

Definition von odakla im Türkisch Türkisch wörterbuch

Odak
mihrak
odak
Bir ışık veya ısı kaynağından yayılan ışınların toplandığı yer, mihrak
odak
Kışı geçirmek için yapılan çoban kulübesi
odak
Herhangi bir düşüncede, nitelikte olan kimselerin kaynağı veya bir şeyin toplandığı, yoğunlaştığı yer, mihrak
odaklamak
İyi görüntü elde etmek, görüntüyü tam odak noktasına düşürmek için alıcı merceğini düzenlemek