occurring within a short time, or quickly

listen to the pronunciation of occurring within a short time, or quickly
Englisch - Türkisch

Definition von occurring within a short time, or quickly im Englisch Türkisch wörterbuch

soon
birazdan

O birazdan burada olacak. - He will be here soon.

Birazdan yemek yiyeceğiz. - We'll be eating soon.

soon
neredeyse
soon
pek yakında
soon
hemen

O, üniversiteden mezun olduktan hemen sonra evlendi. - She got married soon after her graduation from the college.

Okulun yakıldığına dair haberler şehirde hemen yayıldı. - The news that the school had been burned down soon spread though the town.

soon
erken

Üzgünüm sana daha erken yazamadım. - I'm sorry I couldn't write to you sooner.

Ne kadar erken başlarsak, o kadar erken bitiririz. - The sooner we start, the sooner we'll finish.

soon
(zarf) çok geçmeden, yakında, pek yakında, birazdan, biraz sonra, çabuk, erken, erkenden, hemen, neredeyse, seve seve
soon
sooner or later er geç
soon
ha bugün ha yarın
soon
er
soon
kolaylıkla
soon
çoka varmaz
soon
I would as soon go asBana göre gitmekle gitmemek birdir
soon
az sonra

Gökyüzünün harika rengi az sonra yok oldu. - The beautiful color of the sky soon faded away.

Az sonra Berlin'e uçuş rezervasyonumu yaptırmayı planlıyorum. - I am planning to book my flights to Berlin soon after.

soon
yakın zamanda

Yakın zamanda Boston'a geri gidecek misin? - Are you going back to Boston anytime soon?

İşlerin yakın zamanda değişeceğini sanmıyorum. - I don't think things will change anytime soon.

soon
yakında

Babam yakında kırk yaşında olacak. - My father will soon be forty years old.

O yakında hastaneden ayrılacak. - She will leave the hospital soon.

soon
tercihan
soon
kısa bir süre içinde
soon
z. biraz sonra, birazdan, çok geçmeden, az zaman içinde
Englisch - Englisch
soon
occurring within a short time, or quickly
Favoriten