Sonuç olarak, daha fazla kadın eşit işi alıyor.
- As a result, more women are receiving equal work.
Sonuç olarak, o teknik olarak doğru bir şey alır ama esasen o bir taklittir.
- As a result, he gets something which technically is correct, but in its essence is just a mockery.
Savaşın bir sonucu olarak, birçok kişi öldü.
- As a result of the war, many people died.
Birçok kişi depremin sonucu olarak evsiz bırakıldı.
- Many people were left homeless as a result of the earthquake.
Tom John'a av tüfeğini almasını söyledi.
- Tom told John to get his shotgun.
Tom bir av tüfeği ile kafasını uçurdu.
- Tom blew his head off with a shotgun.