obviously true by simple observation

listen to the pronunciation of obviously true by simple observation
Englisch - Türkisch

Definition von obviously true by simple observation im Englisch Türkisch wörterbuch

evident
{s} apaçık

Hepimiz öleceği için, bunun ölmemizi engellememesi apaçık. - That it does not prevent our dying is evident, because we all die.

Apaçık ortadadır ki, insan davranışları çevre için radyasyondan daha tehlikelidir. - It's evident that human behaviour is more dangerous for the environment than radiation.

evident
{s} aşikâr

Onun aşık olduğu herkese aşikar. - It's evident to everybody that he's in love.

Onun bir hata yaptığı aşikar. - It is evident that he has made a mistake.

evident
gün gibi ortada
evident
gün gibi açık
evident
açık

Akşamleyin bana mesaj atacağını söyledin ama açıkça yalan söyledin. - You said you would text me in the evening, but you lied, evidently.

Açıkçası, yarın yağmur yağacak. - Evidently, it's going to rain tomorrow.

evident
ortada

Masum olduğu hepimiz için ortadaydı. - It was evident to all of us that he was innocent.

Apaçık ortadadır ki, insan davranışları çevre için radyasyondan daha tehlikelidir. - It's evident that human behaviour is more dangerous for the environment than radiation.

evident
besbelli

Tom bu sabah erken saatlerde besbelli buradaydı. - Tom evidently was here early this morning.

Onun benimle konuşmak istemediği besbelli. - Evidently he does not want to speak to me.

evident
ortada olan
evident
{s} belirgin

Anne'in moral bozukluğu Gilbert'in memnuniyeti kadar belirgindi. - Anne's mortification was as evident as Gilbert's satisfaction.

Arapçanın etkisi İspanyolcada oldukça belirgindir. - The influence of the Arabic language is quite evident in the Spanish language.

evident
{s} açık, belli
evident
vazıh
evident
tabii
evident
evidently aşikar olarak
evident
anlaşılan

Anlaşılan, yarın yağmur yağacak. - Evidently, it's going to rain tomorrow.

evident
açıkça

Bu açıkçası kötü bir örnek. - It's an evidently bad example.

Açıkçası, o bir hata yaptı. - Evidently, he's made a mistake.

Englisch - Englisch
evident

It was evident she was angry, after she slammed the door.

obviously true by simple observation

    Silbentrennung

    ob·vi·ous·ly true by sim·ple ob·ser·va·tion

    Türkische aussprache

    äbviısli tru bay sîmpıl äbzırveyşın

    Aussprache

    /ˈäbvēəslē ˈtro͞o ˈbī ˈsəmpəl ˌäbzərˈvāsʜən/ /ˈɑːbviːəsliː ˈtruː ˈbaɪ ˈsɪmpəl ˌɑːbzɜrˈveɪʃən/
Favoriten