Englisch - Türkisch
Definition von obstinate in the wrong; stubborn; intractable; hence, wayward; vexing; contrary im Englisch Türkisch wörterbuch
- perverse
- makus
- perverse
- sapkın
- perverse
- kötü huylu
- perverse
- ters
Ben, şu anda ters bir şey düşündüğüne dair bahse girerim.
-I just bet you were thinking something perverse just now.
- perverse
- huysuz
- perverse
- {s} bozuk
- perverse
- {s} aksi
O kadar aksi huylu olma!
-Don't be so perverse!
- perverse
- kotü huylu
- perverse
- {s} sapık
Sapık olduğumu düşünme ama onun çantasında birkaç prezervatif gördüm.
-Don't think I'm perverse, but I've seen several condoms in her purse.
Bahse girerim ki sen sapıkça bir şey düşünüyordun.
-I just bet you were thinking something perverse just now.
- perverse
- ahlâksızca
- perverse
- {s} inatçı
- perverse
- ahlâksızlık
- perverse
- yoldan çıkma
- perverse
- perversitysapıklık
Relevante Übersetzungen
Englisch - Englisch
Definition von obstinate in the wrong; stubborn; intractable; hence, wayward; vexing; contrary im Englisch Englisch wörterbuch
- perverse
obstinate in the wrong; stubborn; intractable; hence, wayward; vexing; contrary
Silbentrennung
ob·sti·nate in the wrong; stubborn; intractable; hence, wayward; vexing; con·tra·ryAussprache
Resimler
Historie
Favoriten