Biz onlara para ve giysi sağladık.
- We provided them with money and clothes.
O her zaman koyu giysiler giyer.
- He always wears dark clothes.
Elbiselerinin geriye kalanını çamaşırhaneye koydum.
- I put the rest of your clothes in the laundry.
Tom elbiselerini yerine koydu.
- Tom put away his clothes.
Tom çamaşır ipi olarak kullanmak için biraz ip aldı.
- Tom bought some rope to use as a clothesline.
Elbiselerinin geriye kalanını çamaşırhaneye koydum.
- I put the rest of your clothes in the laundry.
O, Japon giysilerin içinde daha iyi görünüyor.
- She looks better in Japanese clothes.
Bu giysiler nihayet kuru.
- These clothes are finally dry.