Bu, Hamursuz bayramını gözlemlemek ve Paskalyayı kutlamak için insanların aileleri ve arkadaşlarıyla bir araya geldiği, yılın bir zamanıdır.
- This is a time of year when people get together with family and friends to observe Passover and to celebrate Easter.
Amerikan siyasetini, özellikle başkanlık seçimi sırasında gözlemlemek ilginçtir.
- It's interesting to observe American politics, especially during a presidential election.
Bu, Hamursuz bayramını gözlemlemek ve Paskalyayı kutlamak için insanların aileleri ve arkadaşlarıyla bir araya geldiği, yılın bir zamanıdır.
- This is a time of year when people get together with family and friends to observe Passover and to celebrate Easter.
Ben sadece gözlemek için buradayım.
- I'm just here to observe.
Tycho Brahe yıldızları gözlemek için sadece bir pusula ve bir sekstant kullanırdı
- Tycho Brahe used only a compass and a sextant to observe the stars.
Bu, Hamursuz bayramını gözlemlemek ve Paskalyayı kutlamak için insanların aileleri ve arkadaşlarıyla bir araya geldiği, yılın bir zamanıdır.
- This is a time of year when people get together with family and friends to observe Passover and to celebrate Easter.
Kadın gözlemler ve erkek düşünür.
- The woman observes and the man thinks.
Gece gökyüzünü incelemek için bir teleskop aldım.
- I bought a telescope in order to observe the night sky.
Tom kuşları gözlemlemeyi sever.
- Tom likes to observe birds.
Kadın gözlemler ve erkek düşünür.
- The woman observes and the man thinks.
Orada bir sürü yaratık çeşidi gözlemledi.
- He observed many types of creatures there.
Ellerinin titrek olduğunu gözlemledim.
- I observed that his hands were unsteady.
Ben yabani kuşları gözlemliyorum.
- I'm observing wild birds.
Tom gizemli yeni bir nesne keşfettiğinde teleskobuyla gökyüzünü gözlemliyordu.
- Tom was observing the sky with his telescope when he discovered a mysterious new object.
Beklemek, gözlemek ve sessiz kalmak birçok savaşı önleyebilir.
- Waiting, observing, and keeping silent can avoid many wars.
Ben yabani kuşları gözlemliyorum.
- I'm observing wild birds.
Patron, yazıhanenin üzerindeki balkonda işçileri gözleyerek gezindi.
- The boss strolled around the balcony above the office, observing the workers.
Beklemek, gözlemek ve sessiz kalmak birçok savaşı önleyebilir.
- Waiting, observing, and keeping silent can avoid many wars.
Amerikan siyasetini, özellikle başkanlık seçimi sırasında gözlemlemek ilginçtir.
- It's interesting to observe American politics, especially during a presidential election.
Çocukluğum boyunca sık sık çevremizi gözlemlemek ve meditasyon yapmak için buraya geldim.
- During my childhood, I often came here to observe the surroundings and meditate.
The senator observed that the bill would be detrimental to his constituents.
From this vantage point we can observe the behavior of the animals in their natural habitat.
Please observe all posted speed limits.
As the planet orbits the star, it causes a wobble in the star's motion, which can be detected as a small but observably large Doppler effect.
From the point of view of earth-based observatories, the effect of the planet's orbit around the star is that the star observably wobbles.
Observably, the star wobbles.
N-substituted pyrroles are much less reactive than the other 5-membered 1,3-dienes; no reaction was observed between N-(trimethylsilyl) pyrrole or N-benzylpyrrole with Smith’s diene (4) under thermal or high pressure (4 days at 14 kbar) conditions, even in the presence of Lewis acids.