obscurely heard; stifled; deadened

listen to the pronunciation of obscurely heard; stifled; deadened
Englisch - Türkisch

Definition von obscurely heard; stifled; deadened im Englisch Türkisch wörterbuch

deaf
{s} sağır

Helen Keller, kör sağır ve dilsizdi. - Helen Keller was blind, deaf and dumb.

Tom'un bir kulağı sağır. - Tom is deaf in one ear.

deaf
kulak asmamak
deaf
işitme engelli

O dönemde işitme engelliler için okul yoktu. - No schools for the deaf existed in that era.

Bazı işitme engelli insanlar işaret dili kullanmamayı seçiyor. - Some deaf people choose not to use sign language.

deaf
{s} ağır işiten
deaf
kulak asmayan
deaf
duymazlıktan gelen
deaf
{s} dik başlı
deaf
aldırmamak
deaf
sağır ve dilsiz kimse
deaf
turn a deaf ear to dinlememek
deaf
{s} duyarsız
Englisch - Englisch
deaf