Benim sol kulağımda yabancı bir cisim var.
- I have a foreign object in my left ear.
Astronomlar gök cisimlerini adlandırmada Latince kullanır.
- Astronomers use Latin for naming celestial objects.
Amacım önerine itiraz etmek değil.
- I don't mean to object to your proposal.
Kadınlar seks objeleri değiller.
- Women are not sex objects.
Objektif olarak bakınca, onun görüşleri rasyonalizmden epey uzak.
- From an objective viewpoint, his argument was far from rational.
Nesneyi tarif edebilir misiniz?
- Can you describe the object?
Bir teleskopla uzak nesneleri görebiliriz.
- We can see distant objects with a telescope.
Erkekler amaçlarına ulaştı.
- The men achieved their objectives.
Ayaklanma, hedeflerine ulaşmakta başarısız oldu.
- The uprising failed to achieve its objectives.
Pazarlama bölümü ve satış bölümü hedefleri mutlaka aynı değildir.
- The objectives of the marketing department and the sales department are not necessarily the same.
Gerekirse özel bir ücret ödeme konusunda herhangi bir itirazım yok.
- I have no objection to paying a special fee if it is necessary.
Onun kitabı eleştiri konusu haline geldi.
- His book became an object of criticism.
Aslında beni hiç sevmiyorsun. Tek önem verdiğin şey matematik! Ne münasebet, seni seviyorum! Kanıtla! Peki. Sevdiğim şeyler A kümesi olsun...
- You don't really love me at all. You only care about your math stuff! Not at all, I do love you! Prove it! Okay. Let A be the set of the objects I love...
Dehşet veren bir şeydi.
- It was an object of terror.
Tamamen objektif olmayabilirim.
- I may not be completely objective.
Metinler hiç objektif değiller.
- Texts are never objective.
... So the object of the game is to tilt the platform to make the ball follow the line and go all ...
... india joining mas several exposed to a preponderance of the object of intense ...