o zamandan

listen to the pronunciation of o zamandan
Türkisch - Englisch
from then
thence
o zaman
then

I apologized, but even then she wouldn't speak to me. - Özür diledim fakat o zaman bile benimle konuşmadı.

I cannot believe you did not see him then. - O zaman onu görmediğine inanmıyorum.

o zamandan beri
since

I haven't seen her since then. - O zamandan beri onu görmedim.

Tom came to Japan three years ago and has been living here ever since then. - Tom üç yıl önce Japonya'ya geldi ve o zamandan beri burada yaşamaktadır..

o zamandan beri
ever since

She has remained abroad ever since. - O zamandan beri yurt dışında kalmaktadır.

Nobody has seen him ever since. - O zamandan beri onu kimse görmedi.

o zaman
at the time

Tom was the only person in the room at the time. - O zaman, Tom odadaki tek kişiydi.

Mr. Clinton was governor of Arkansas at the time. - Bay Clinton, o zamanlar Arkansas'ın valisiydi.

o zaman
when then
o zamandan beri
since that time
o zamandan beri
thenceforth
O zaman
that time

I was cleaning my room for that time. - Ben o zaman odamı temizliyordum.

By that time I'll have already left. - O zamana kadar çoktan ayrılmış olacağım.

O zaman
that the time
O zamandan beri
ever since that time
O zamandan beri
Since then

Tom has lived in Boston since then. - Tom o zamandan beri Boston'da yaşamaktadır.

Tom hasn't seen Mary since then. - Tom o zamandan beri Mary'yi görmedi.

o zaman
in that case
o zaman
then of
o zamandan beri
thenceforward
o zaman
at that time

If only you had told me the whole story at that time! - Keşke o zaman bütün hikayeyi bana anlatsaydın!

At that time, the territory belonged to Spain. - O zamanlarda, bölge İspanya'ya aitti.

o zaman
at that case
o zaman
by then

I'll be back by then. - O zamana kadar döneceğim.

Tom may be back by then. - Tom o zamana kadar geri dönebilir.

o zaman
thereat
o zamandan
Favoriten