o zamanda

listen to the pronunciation of o zamanda
Türkisch - Englisch
at that time

We were children at that time. - O zamanda biz çocuktuk.

They say that he was in the hospital at that time. - Onlar onun o zamanda hastanede olduğunu söylüyor.

thereat
o zaman
then

It's supposed to rain tomorrow night, so let's leave our umbrellas until then. - Yarın gece yağmur bekleniyor,öyleyse o zamana kadar şemsiyelerimizi bırakalım.

I cannot believe you did not see him then. - O zaman onu görmediğine inanmıyorum.

o zaman
at the time

Tom was the only person in the room at the time. - O zaman, Tom odadaki tek kişiydi.

Mr. Clinton was governor of Arkansas at the time. - Bay Clinton, o zamanlar Arkansas'ın valisiydi.

o zaman
when then
O zaman
that time

At that time, the territory belonged to Spain. - O zamanlarda, bölge İspanya'ya aitti.

At that time, Mexico was not yet independent of Spain. - O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi.

O zaman
that the time
o zaman
in that case
o zaman
then of
o zaman
at that time

Were you reading a book at that time? - O zaman bir kitap okuyor muydunuz?

At that time, the territory belonged to Spain. - O zamanlarda, bölge İspanya'ya aitti.

o zaman
at that case
o zaman
by then

Tom may be back by then. - Tom o zamana kadar geri dönebilir.

Can you finish by then? - O zamana kadar bitirebilir misin?

o zaman
thereat
o zamanda
Favoriten