It's supposed to rain tomorrow night, so let's leave our umbrellas until then.
- Yarın gece yağmur bekleniyor,öyleyse o zamana kadar şemsiyelerimizi bırakalım.
Until then, Tom had never seen Mary in jeans.
- O zamana kadar, Tom Mary'nin kot pantolon giydiğini hiç görmedi
We will move into our new house next month if it is completed by then.
- O zamana kadar tamamlanırsa gelecek ay yeni evimize taşınacağız.
By then, however, it was too late.
- Ancak, o zamana kadar, çok geçti.
By that time I'll have already left.
- O zamana kadar çoktan ayrılmış olacağım.
They had been married for ten years by that time.
- Onlar o zamana kadar on yıl evliler.
What do I do till then?
- O zamana kadar ne yaparım?
I hope this good weather will hold till then.
- Umarım bu iyi hava o zamana kadar devam edecek.