o kadar

listen to the pronunciation of o kadar
Türkisch - Englisch
so
{s} such

John spoke in such a loud voice that I could hear him upstairs. - John o kadar yüksek sesle konuştu ki onu üst kattan duyabildim.

John was in such a hurry that he had no time for talking. - John o kadar telaşlıydı ki konuşmaya vakti yoktu.

so much

You had better not smoke so much. - O kadar çok sigara içmesen iyi olur.

If he did not watch so much television, he would have more time for study. - O kadar çok televizyon izlemeseydi, çalışmak için daha fazla zamanı olurdu.

as
no less
insomuch
that

He is such a bad person that everybody dislikes him. - O kadar kötü birisi ki kimse ondan hoşlanmaz.

It is lucky that the weather should be so nice. - Havanın o kadar iyi olması tesadüftür.

not so

I'm not so confident. - O kadar emin değilim.

If that guitar were not so expensive, I could buy it. - O gitar o kadar pahalı olmasaydı, onu satın alabilirdim.

it so
a) so, so much b) such c) that's all
1. so much; so. 2. That's all
tanto
o kadar ki
so that
o kadar ki
so much so
o kadar ki
so much so that
o kadar ki
insomuch that, so much so
o kadar ki
insomuch as
o kadar ki
insomuch that
o kadar ki
insomuch
Türkisch - Türkisch
o denli
o kadar
Favoriten