My little son can drive a car.
- Küçük oğlum araba sürebiliyor.
His son became a famous pianist.
- Onun oğlu ünlü bir piyanist oldu.
We have got two daughters and two sons.
- İki kızımız ve iki oğlumuz var.
Paul has three sons. They look very much alike.
- Paul'ün üç oğlu var. Onlar birbirine çok benziyor.
The elder sons are now quite independent of their father.
- Şimdi büyük oğullar babalarından oldukça bağımsızlar.
He distributed his land among his sons.
- O, arazisini oğulları arasında dağıttı.
My boys are my everything.
- Oğullarım benim her şeyimdir.
My boys are all grown up.
- Benim bütün oğullarım büyüdü.