oğlu

listen to the pronunciation of oğlu
Türkisch - Englisch
son

His son became a famous pianist. - Onun oğlu ünlü bir piyanist oldu.

My little son can drive a car. - Küçük oğlum araba sürebiliyor.

mc
mac
sons

He has two sons, I believe. - İnanıyorum, onun iki oğlu var.

Paul has three sons. They look very much alike. - Paul'ün üç oğlu var. Onlar birbirine çok benziyor.

oğul
son

He distributed his land among his sons. - O, arazisini oğulları arasında dağıttı.

Tom blamed Mary for the accident that killed their son. - Tom oğullarını öldüren kaza için Mary'yi suçladı.

babasının oğlu
(Konuşma Dili) Like father, like son
oğul
descendant
amca oğlu
cousin
anne ve oğlu
mother and son
dayı oğlu/kızı
cousin
hala oğlu
cousin
teyze oğlu/kızı
cousin
oğul
swarm
adem ile havva'nın üçüncü oğlu
Adam and Eve's third son
babasının oğlu
(deyim) A chip off the old block
oğul
swarm of bees
teyze oğlu
aunt's son
yakub peygamberin en küçük oğlu
Jacob is the youngest son of the prophet
amca oğlu
son of one's father's brother, cousin
babasının oğlu
a chip of the old block
el oğlu
stranger, outsider
er oğlu er
a real hero
it oğlu
(it) vulg. son of a bitch, bastard
nuh'un oğlu ham'ın soyundan gelen zenci
Hamite
oğul
boy

My boys are my everything. - Oğullarım benim her şeyimdir.

My boys are all grown up. - Benim bütün oğullarım büyüdü.

oğul
a cluster of bees
oğul
cadet
oğul
junior
oğul
son, boy; swarm of bees
oğul
cion
oğul
(arı) cluster
oğul
swarn
torun oğlu
great-grandson
vaftiz oğlu
godson
yeğen oğlu
grandnephew
yok oğlu yok
(Konuşma Dili) None of these people/things are here!/Not one of them is to be found!
çar'ın en büyük oğlu
Cesarevitch
çarın oğlu
grand duke
oğlu
Favoriten