Tom'un nikâhına gideceğimden emin değilim.
- I'm not sure I'm going to Tom's wedding.
Tom nikah yüzüğünü çıkardı.
- Tom took off his wedding ring.
Düğün gününde öğretmenimizin evine vardık.
- On the day of the wedding, we arrived at our teacher's house.
Düğün bir 17.yüzyıl kilisesinde düzenlenecek.
- The wedding will be held in a 17th century church.
Evlenme planlarınız nasıl geliyor?
- How are your wedding plans coming?
Köpek balığı çorbası genellikle Çin'de evlenme törenlerinde ve ziyafetlerde servis edilir.
- Shark fin soup is commonly served at Chinese weddings and banquets.