Bu iyi bir kitaptır ama şu daha iyidir.
- This is a good book, but that one is better.
Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
- In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
Eski tekerlekleri yenisiyle değiştir.
- Replace the old tires with new ones.
Tek bir taşla iki kuş öldür.
- Kill two birds with one stone.
Hayallerimden biri İzlandaca öğrenmek.
- One of my dreams is to learn Icelandic.
Birini tanıyorum da ötekini değil.
- I know one of them but not the other.
Birisi kötü kelimeler söylememeli.
- One should not say bad words.
Birisi o birahanede fazla müzik dinlemez.
- One won’t hear much music in that pub.
Hiç kimse keyfi olarak mal ve mülkünden mahrum edilemez.
- No one shall be arbitrarily deprived of his property.
Hiç kimse beni anlamıyor.
- No one understands me.
Ben bir araba istiyorum, ama bir tane satın almak için hiç param yok.
- I want a car, but I have no money to buy one.
Saatimi kaybettim, bu yüzden bir tane almak zorundayım.
- I lost my watch, so I have to buy one.
Biz bu konuda hepimiz aynı fikirdeyiz.
- We are all one on that point.
Bu kaybettiğim kamera ile aynı tip kamera.
- This is the same type of camera as the one I lost.
Her birinize inancım var.
- I have faith in each and every one of you.
Onların her biri o filmi izlemeye gitti.
- Every one of them went to see that movie.
O, dünyanın en büyük bilim adamlarından biri olarak kabul edilir.
- He's considered to be one of the greatest scientists in the world.
Onun içinde iki kişi vardı, onun kız öğrencilerinden birisi ve genç bir adam.
- There were two people in it, one of her girl students and a young man.
Bu, bir kişi için küçük bir adımdır ama insanlık için dev bir sıçramadır.
- That's one small step for a man, one giant leap for mankind.
Daha sonra bir kişi daha bize katılıyor olacak.
- One more person will be joining us later.