Arada sırada oğluna yazar.
- She writes to her son every now and then.
Arada sırada birlikte alışverişe gittiler.
- Every now and then they went shopping together.
Zaman zaman okulda onunla karşılaşırım.
- I meet him at school now and then.
Zaman zaman sınıfta uyuyakalırım.
- I fall asleep in the class every now and then.
Ara sıra onunla okulda karşılaşırım.
- I meet her at school now and then.
O hâlâ ara sıra beni görmeye gelir.
- He still comes to see me now and then.
Arada bir üzgün hissederim.
- I feel sad every now and then.
Arada bir bizi ziyaret etmeye gelir.
- He comes to visit us every now and then.
Ara sıra hâlâ benim için ağladığını biliyorum.
- I know that you still cry for me sometimes.
Lucy ara sıra May'i ziyaret eder.
- Lucy sometimes visits May.
O bazen işe arabayla gider.
- Sometimes she drives to work.
Bazen bir kız mıyım diye merak ediyorum.
- I sometimes wonder if I am a girl.
Arasıra bana yaz ve nasıl olduğundan beni haberdar et.
- Write to me sometimes and let me know how you are doing.
Robert ara sıra beni ziyarete gelir.
- Robert comes to visit me every now and then.
Ara sıra ondan haber alıyorum.
- I hear from him every now and then.
Call your mother now and then and let her know you care.
... ELON MUSK: No, every now and then, it's percolating away. ...
... now and then. ...