Arada sırada birlikte alışverişe gittiler.
- Every now and then they went shopping together.
Arada sırada kendinizi başkasının yerine koymak iyidir.
- It's good to put yourself in someone else's place now and then.
Zaman zaman sınıfta uyuyakalırım.
- I fall asleep in the class every now and then.
Zaman zaman okulda onunla karşılaşırım.
- I meet him at school now and then.
Tom ara sıra bir bardak şarabı sever.
- Tom enjoys a glass of wine every now and then.
Ara sıra ata binmeyi severim.
- I like to ride a horse now and then.
Arada bir üzgün hissederim.
- I feel sad every now and then.
Arada bir dışarıda yeriz.
- Every now and then, we eat out.
Ara sıra kütüphanede ders çalışır mısın?
- Do you sometimes study in the library?
Lucy ara sıra May'i ziyaret eder.
- Lucy sometimes visits May.
Bazen bir kız mıyım diye merak ediyorum.
- I sometimes wonder if I am a girl.
O bazen işe arabayla gider.
- Sometimes he drives to work.
Arasıra bana yaz ve nasıl olduğundan beni haberdar et.
- Write to me sometimes and let me know how you are doing.
Robert ara sıra beni ziyarete gelir.
- Robert comes to visit me every now and then.
Tom ara sıra bir bardak şarabı sever.
- Tom enjoys a glass of wine every now and then.
Call your mother now and then and let her know you care.
... now and then. ...
... ELON MUSK: No, every now and then, it's percolating away. ...