Tom bir şey söylemeye gönülsüz gibi görünüyor.
- Tom seems reluctant to say anything.
Bunu gönülsüzce yapma.
- Do not do it reluctantly.
Tom tek başına gitmeye isteksizdi.
- Tom was reluctant to go by himself.
George o zor işi almaya isteksizdir.
- George is reluctant to take on that difficult job.