O onu kabul etmeye gönülsüzdü.
- He was reluctant to admit it.
Bunu gönülsüzce yapma.
- Do not do it reluctantly.
Yönetim kurulu üyeleri çok riskli bir girişimi üstlenmeye isteksiz.
- The directors were reluctant to undertake so risky a venture.
George o zor işi almaya isteksizdir.
- George is reluctant to take on that difficult job.
She was reluctant to lend him the money.